+90 312 425 17 51 +90 538 774 26 19 info@cagdassanatmerkezi.com

DERSLER - Piyano KURSU

Piyano Kursumuz


 Piyano kursumuzda titiz bir şekilde eğitim vermenin yanında piyanoyu ve müziği sevdirmeyi de önemsiyoruz. Biliyoruz ki severek yapılan şeyler insanı geliştirir. Bu gelişim sürecinizde size yol gösterici olmak, ilk adımınız için cesaret vermek, bilgi ve ilginiz için kaynak ve fırsat sağlamak ve nihayetinde mutlu kılmak bizi de mutlu eder.

 Birçok branşın olduğu müzik derslerimiz haftada 1 gün, 1 saat şeklinde olmaktadır. Derslerimiz hocalarımızla birebir, özel ders şeklindedir.

 Her seviyede küçük, büyük tüm müziksever herkesi bekliyoruz.

     

PİYANONUN TARİHÇESİ

 Floransalı Bartolomeo Cristofori, 1711 yılında "Piyano e forte" hem hafif hem kuvvetli çalınabilir adlı yeni bir müzik aleti icat etti.Bu çalgı üzerinde hem hafif seslerin hem de kuvvetli seslerin çıkartılması olanaklıydı.Bunun için adına İtalyanca "hafif ve kuvvetli" anlamına gelen "Piyano e forte" dendi.

 Yeni bir icat sayılan piyanonun sesleri meşin kaplı küçük seslerin tuşlar aracılığıyla harekete geçirilerek tellere vurması ile elde ediliyordu. Aletin mekanizması sesler sayısında küçük çekiçler ,o çekiçleri harekete geçiren manivelalar ve bir de tellerin titremesini durduran susturucu çuha bölümü bulunuyordu.

 İlk piyanolar,biçim bakımından o zamanın klavikordlarına benzediğinden kuyrukluydu.Ünlü org yapımcısı Frederici,dört köşe piyanoyu icat etti.Zumpe adını taşıyan Alman klavikord yapımcısı Londra da dört köşe piyanoyu çok sayıda imal ederek İngiltere'ye yaydı.En eski Zumpe piyanosunun yapılış tarihi 1766'dır.

 1762 yılında büyük Bach'ın oğlu Cristian Bach Londra'ya geldi.Klavsenci ustalar artık piyano yapmaya başlamışlardı. Bunlardan Backers adındaki Hollandalı usta, özellikle Cristofori'nin mekanizmasını geliştirerek (tuşun sonuna ayarlanabilen bir vida ekiyle) İngiliz mekanizmasını icat etti.Broadwood adında bir İngiliz ustası da bu mekanizmanın oluşmasında Backers'e yardım etmiş ve sonradan aynı sistemi Broadwood piyanolarında kullanmıştır.

 1770 yılına kadar piyano için eser yazılmamasının nedeni piyano sesinin klavsene göre cılız ve tuşesinin sert oluşudur. Piyano için eser veren ilk besteci Muzio Celementi'dir. 1773’te henüz on sekiz yaşındayken piyano için üç sonat yazmıştır. Böylelikle piyano çalma tekniğinin temelleri atılmış oldu.

 Londra o tarihlerde piyano ve klavsen yapımında çok ileri düzeydeydi. Zumpe'nin dört köşe piyanolarından sonra Backers'in ve Broadwood'un piyanoları yayılmaya başlamıştı. Bir yandan da başkentte Kirkman ve Shudi klavseni en gelişmiş durumuna getirmeyi başarmışlardı. Piyano ile bu soylu çalgı arasındaki rekabet C.Bach, Schroter ve Celementi'nin klavsen yerine piyanoyu kullanmaları, bu aletin yapımcılarını yüreklendirmişti.

 Broadwood, tuşlar ve mekanizmaya bazı yenilikler getirerek, 1783'te piyano için iki pedal kullanılmaya başlanmış oldu. Pedallardan biri basıldığı zaman, teller üzerindeki ses söndürücü çuhalar tümüyle kalkıyor, öteki pedal kullanılırsa teller üzerine titremeyi azaltan bir kumaş parçası yapışıyordu.

 Öte yandan Viyana’da Stein adında bir yapımcı yeni bir mekanizma kullanarak piyano üretmeye başladı.1777'de Mozart bu piyanolardan birini görmüş ve öteki piyanolara olan üstünlüğünü babasına yazdığı mektupta belirtmişti. Sonunda Stain'in damadı Andreas Steicher mekanizmayı geliştirerek 1794'te Viyana piyanolarını yapmaya başladı.

 Mozart, Anton Walter'ın piyanolarını yeğliyordu. Haydn, Schanz piyanolarında çalışıyordu. Bu iki piyano yapımcısı hem Stein'in kopyalarını yapmışlar hem de İngiliz dört köşe piyanolarına öykünmüşlerdir.

 Paris'te İngiliz piyanoları piyasaya egemendi.1777’de Erard ilk köşe Fransız piyanosunu yapmayı başardı.

 Fransız Devrimi yüzünden Erard Londra'ya kaçmıştı. 1796 da yeniden Fransa'ya döndü. İcat ettiği mekanizmanın beratını 1794'te Londra’da almıştı. Mekanizması, Stain'in geliştirdiği Alman mekanizmasını andırıyordu. Fakat Erard, daha çok çifte mekanizmalı arp aleti ile ilgilendiğinden piyano yapımına pek önem vermemiş ve xvııı. Yüzyıl İngiliz ve Viyana piyanolarının tekeli altında kapanmıştır.

 Piyano yapımcılarını uzun uzun düşündürmüş olan bir başka sorun da, gergin tellere dayanabilecek kasnağın yapılmasıydı. Özellikle kalın tellerin gerginliği, kasnak üzerinde yüksek basınçlar doğurduğundan tahta yerine çelik kullanılması uygun görülmüş ve 1788'deki piyanolardan başlayarak tellerin çelik kasnaklar üzerine gerilmesine geçilmişti.

 1808 de Erard çift maşalı (doupleechapement) mekanizmayı buldu. Piyano yapımcılığı tarihinde bir devrim sağlayan bu mekanizmayı yeğeni Pierre Erard geliştirerek 1821'de "tekerrürlü mekanizma"yı yaptı. Günümüzdeki kuyruklu piyanolarda kullanılan mekanizma böylelikle Pierre Erard tarafından 1821'de icat edilmiş oldu.

 Tekerrürlü mekanizmanın icadı Hummel ve Lizst de dahil bir çok piyanistin piyanoya daha rağbet etmesine neden oldu.1830 yılında Thalberg özellikle bu piyanoların üstünlüğünü onayladı.

 Almanya'da Blüthner, Paris'te Pleyel, Kriegelstein ve Herz, Londra'da Collard, Hopkinson, RamsayandKind ve Southwell, New York’ta Steinway piyano fabrikaları hep tekerrürlü mekanizmayı bazı değişikliklerle kullanmaya başladılar.

 Bundan sonra piyanonun değişik parçaları, ayrı ayrı incelenerek ve laboratuvarda çalışılarak geliştirilmiş, sonunda üstün nitelikli çalgılar yapılmıştır.
Modern piyanonun ses genişliği kalın la'dan ince do'ya kadar olmak üzere yedi oktav ve bir minör üçlüyü kapsamaktadır.

 Bununla birlikte, klasik piyano edebiyatını çalmaya altı buçuk oktav yetmektedir. Tuşların sertliği sorunu üzerinde piyano fabrikaları çok durmuşlar ve bu sorunun çözülmesi için teknik açıdan çaba göstermişlerdir.

 Modern bir piyanonun tuşesi, piyanisti yoracak ölçüde sert olmamalı öte yandan parmakları dayanıksız ve zayıf bırakacak kadar da yumuşak olmamalıdır.

 Özellikle Stainway piyanolarında bulunan ve sesleri uzatmaya yarayan üçüncü bir pedal, ilk olarak 1862 yılında Montal adında bir Fransız tarafından kullanılmıştır. Yararları belli sayıda eserin icrasında görüldüğü için, genelde piyano fabrikaları bu pedal yerine, piyanistlerin fazla gürültü yapmadan çalışabilmeleri amacıyla sesleri hafifleten özel bir üçüncü pedal kullanılmıştır.

 Günümüzün gelişkin ve üstün kaliteli çalgıları sayesinde, eserlerin ifadesi açısından piyanist için kaynaklar artmıştır. Büyük konser salonlarının berrak ve dolgun sesli piyanoları fabrika laboratuvarlarındaki teknisyenlerin yıllarca süren çabaları ve deneyimleri sonucudur.

 Ancak, her endüstri, sanayi ve teknoloji ürününde olduğu gibi piyanoların da üretim sonrası kullanımdan bakımdan ve zaman içindeki yorgunluğundan periyodik olarak bakımlarının ve onarımlarının zorunluluğu doğmaktadır.
Bir tarafta, bünyeden kaynaklanan bu bakım ve onarım zorunluluğu, diğer taraftan kullanma esnasında kullanıcının karşılaştığı güçlükler ve sorunlar ile kullanımdan dolayı da piyano üzerinde sorunlar oluşmaktadır.  Örneğin, piyanistin tuşlara vuruş tekniğine uygun olmayan şekilde hareket etmesi beraberinde bazı sorunların doğmasına neden olmaktadır. Bunlar, çekiç başlıkları keçelerinin kısa sürede aşınmasına, mekanizma içinde çok kullanılan çuhaların çabuk yıpranmasına, tuş ucu ayarlarının bozulmasına ve mekanizmanın tümünün aksamasına yol açabilir.

 Diğer taraftan, periyodik olarak yılda en az bir kez yapılan akort ayarının çok kısa zamanda bozulmasına hatta tellerin kopmasına bile neden olabilir.

 Yine piyano için gerekli uygun iklim ortamının kaybolması da beraberinde genel olarak mekanizmanın aksamasına ve özel olarak kullanılan malzemenin sıkışması ya da gevşemesine, dolayısıyla akordu da olumsuz olarak etkileyip piyanonun çalınışı sırasında olumsuzluklara neden olabilmektedir.

 

Ankara / Kızılay' da yer alan Piyano Kursu Hakkında
Detaylı Bilgi İçin Bizimle İletişime Geçiniz.