+90 312 425 17 51 +90 538 774 26 19 info@cagdassanatmerkezi.com

DERSLER - Hip Hop KURSU

Hip Hop Kursumuz


Hip Hop dans kültürü, dans ile ilgili herhangi bir eğitimi olmayan ama ritme yakın oldukları düşünülen kişilerin sokak dansı olarak gelişmiştir. İçgüdüsel hareketlerle başlayan ve özellikle Afrika stilinde olan bu dans, grup şeklinde veya bireysel olarak da yapılabilmektedir.
 
     Kendine has müzikleri ve tarzı ile gençler arasında çok popüler olan Hip Hop kursu eğitimlerimiz haftanın 1 günü 1 saattir.
''İçinizdeki enerjiyi ortaya çıkarmanın en keyifli yollarından biri olan Hip Hop kursu derslerimiz çocuklara yöneliktir.''
HİP HOP’IN TARİHÇESİ
 
      70’lerin New York’unda siyahlar ve Güney Amerikalılar arasında şekillenen bir alt kültür olan hiphop, günümüzde daha çok, mesaj kaygısı içermeyen sözleriyle ve video klipleriyle tanınan bir müzik türü olarak bilinir.
 
      Batı Afrika yerlilerinin ritmik sözlerle hikâye anlatma geleneğinin, köle ticaretiyle 20. yüzyıl Amerikası'na kadar taşınmasının ardından hiphop, 60’ların sonunda Müslüman Afro-Amerikalılar'dan Last Poets‘in davul ritmi üzerine kaydettikleri siyasi şiirlerden oluşan albümüyle güncel bir müzik türü olmaya doğru hareket etti. Bu henüz adı konmamış ve hip hop’a evrilecek müzik, ezilenlerin ve kapitalist Amerika’da kıt kanaat geçinenlerin gürleyen, fakat çok duyulmayan sesiydi.
 
      Teknik olarak henüz bugünkü halinden epey uzakta olan erken dönemdeki hiphop, yoğun olarak Amerikan toplumunun en alt kesimini oluşturan Afro-Amerikalılar ve göçmenler arasında yayılırken, beyazlar aynı yıllarda –ki o yıllar 70’lerin başıydı– daha çok heavy metalin peşindeydi. Metalin kuru ve kaba öfkesine karşı hip hop’un siyasi bir kimlik kazanmakta olduğunun fark edilmesi üzerine Amerikan müzik endüstrisi, 70’lerde disco türüne altın çağını yaşatmak üzere güçlerini seferber etti. Disco, sistemle kavga etmeyen, siyasi bir söylem taşımayan, dans ve eğlenceyi öne çıkartan munis bir türdü. 70’ler, Amerika’da siyahlara ve göçmenlere yönelik ırkçılığın görece olarak hafiflemeye başladığı yıllardı ve böyle sivri siyasi oluşumlara gerek yoktu.
 
      Yer yer Avrupai ve eğlenceli disco, Gloria Gaynor, Donna Summer, The Jacksons gibi pek çok siyah yıldızına rağmen, siyahlar arasında zamanla tepki çekti. Disco, sadece eğlenceliydi, oysa siyahların beyazları eğlendirmekten daha mühim sorunları vardı. 80’ler başlarken disco’yla paylaştıkları, kendini tekrar eden “funky” ritimleri, elektronik ses efektleriyle birleştirerek bugün Hip Hop olarak bildiğimiz müziğin temelleri tam da o zamanlarda atıldı. Ancak Hip Hop, henüz sadık takipçilerden geniş kitlelere ulaşmış sayılmazdı. 
 
      Akıntıya ters kürek çeken Hip Hop, sadece müzik değil, farklı sanat türleri ve ifade şekilleriyle, bir alt kültür olarak yoluna devam etti. Amerika’da 60’larda siyasi eylemcilerce kullanılan bir ifade yöntemi olan grafiti, en çok New York’ta rağbet görmekteydi ve Hip Hop’un umarsız, ritme dayalı ruhunun grafiksel bir ifadesi gibiydi. Bu haliyle, Hip Hop müzisyenleri arasında çok popüler oldu. Bu arada "break dance"adı verilen bir dans türü de hiphop takipçileri arasında yayıldı. Dansçılar, teknik becerilerini, müzik eşliğinde sırayla savaştırmaktalardı. Oldukça akrobatik hareketlerden oluşan bu dans, 1984 Los Angeles olimpiyatları kapanışında, Lionel Richie’nin “All Night Long” parçası eşliğinde, nezih bir ortamda, aynı anda tüm dünyayla buluştu. Break dans, Hip Hop’un adeta fiziksel bir ifadesiydi.
 
      80’ler Hip Hop’un patladığı yıllar oldu. Teknolojide, bugün geldiği seviyeye kıyasla çok gerilerde de olsa, müzisyenlerin kullanımına sunduğu elektronik ritim aygıtlarıyla (drummachine), bu ritim tabanlı müziğe hatırı sayılır bir ivme kazandırmıştı. Ayrıca, yeni geliştirilen "sampler" türü edevat, daha önce elle yapılan pek çok efektin elektronik olarak çıkarılmasını sağlıyordu. Böylece Hip Hop, elektronik müzikle yakın bir akrabalık da kurmuş oldu. Zaten, diğer türlerle ilişki kurmaya ve kaynaşmaya çok müsait bir doğası vardı. "Aerosmith" ve "Run DMC"nin işbirliğiyle tüm dünyada büyük hit olmuş “Walkthisway”, Rock ile Hip Hop münasebetinin nasıl olabileceğini de, ticari başarıyla göstermişti.
 
      Bu arada müziği icra edeceklerin rolleri de belirginleşti. DJ adını alan müzisyenler, doğrudan bir enstrüman çalmamakta, elektronik edevatın kullanımını üstlenmekteydi. Mikser, çoğunlukla birden çok sayıda DJ seti, am-fi ve hoparlörler DJ’lerin kontrolündeydi. Böylece ses efektleri, ritim, öne çıkması gereken sesler canlı olarak kontrol edilebiliyordu. MC adı verilen grup üyeleriyse işin sözel bölümünü gerçekleştiriyorlardı. Görevleri, solist olarak, çoğunlukla asıl ritimle ahenkli ve akıcı şekilde, sözleri melodili ya da melodi olmaksızın söylemekti. "Beatbox" olarak adlandırılan başkaları da, kimi zaman drummachine yerine davul sesini, ağızlarını enstrüman olarak kullanmak yoluyla müziğe katmaktalardı.
 
      Amerika’da siyahlar ve göçmenler arasında yayılan hiphop, yavaş yavaş kendine ait terminolojisini ve argosunu oluşturmaya başlamıştı. Gerek göçmenlerin kimi zaman bilinçsizce dili bozarak konuşmaları, gerek siyahların kimi zaman beyazların eğitim belirtisi dilini reddederek bile isteye dili deforme etmeleri, kimi zaman kelimeleri anlaşılması zor kısaltmalarla değiştirmeleri sonucu, yepyeni ve orijinal bir argo gelişti. Böylece, hiphop, kendilerini egemen beyazlardan hissetmeyenler için bir kimlik oluşturucu haline de geldi. Ağırlıklı olarak eğitimli beyazlar ise bu müziğe, tıpkı kenar mahalledeki siyahlara olduğu gibi mesafeli kaldılar.
 
      Soğuk Savaş denip 90’lar yaklaşırken, dünya değişmekte, kapitalizm yeni bir evreye geçmekteydi. Müzik ve doğal olarak hiphop da bir üründü ve artık siyahların siyasi yakarışlarını anlatan şiirlerden daha fazlası olmalıydı. Ayrıca, toplumun alım gücü daha yüksek kesimini oluşturan beyazların da dikkatini çekmek gerekliydi. Üstelik, Amerika’nın pek de gizli olmayan ırkçılığı, siyahlar için yeni bir rol tasarlamaktaydı. 90’lar, tıpkı dünya için olduğu gibi, hiphop için de bambaşka bir dönem olacaktı ve öyle de oldu.
 
 
 
HİPHOP KÜLTÜRLERİ
 
      West Coast Hip Hop: Amerika Birleşik Devletleri'nin batı bölgesinde doğmuş, hip hop müziğin bir alt türüdür. 1980'li yılların başlarında Kaliforniya'da temelleri atılmıştır. Gangsta rap ve G-funk ağırlıklıdır. Hayat kadınları, para, silah, uyuşturucu kullanımı gibi konulardan bahseder ve yaşam standartlarının zorluklarını anlatır. En önemlisi her rapte olduğu gibi yaşanmışlık ön plandadır. N.W.A, 1990'larda West Coast Hip Hop'ın önde gelen grubudur.
 
      East CoastHip Hop: 1970 yıllarında ABD'nin New York City bölgesi ve çevresinde doğmuş, hip hop müziğin bir alt türüdür. Amerika Birleşik Devletleri'nin doğu bölgesini kapsayan alana farklı bölgelerden gelen rap sanatçılarının zaman içinde oluşturdukları tarzdır. Basit kafiye düzeni oldschool" tarzın dışında "East Cost" daha çok lirik becerisi üzerine kurulmuş bir tarzdır. Çok heceli tekerlemeler, karmaşık cinas, sürekli ve serbest akışlı teslimat aynı zamanda karmaşık metaforlar ile karakterize edilmiştir. East Coast Hip Hop'ta sanatçıda düzgün bir ses yeteneği olmasa da agresif bir vurgu eğilimi gerekmektedir. Public Enemy ve EPMD gibi gruplarda bu anlatılanlara örnek niteliğindedir. Ayrıca Eric B.&Rakim, Boogie Down Productions, Big Daddy Kane, Slick Rick gibi gruplar ve sanatçılarında lirik yeteneği oldukça kuvvetlidir.
 

Ankara / Kızılay' da yer alan Hip Hop Kursu Hakkında
Detaylı Bilgi İçin Bizimle İletişime Geçiniz.